Irak'ta şiddet yazdan beri azalıyor gibi görünse de bunun tek nedeni, Sadr'ın artık son verdiği ateşkes ve mezhep temelindeki de facto bölünmeydi
Britanya askerleri aralıkta Basra'nın kontrolünü Irak hükümetine devrettiğinde bize, çekilmenin ülkenin güneyindeki artan istikrarın teyidi olduğu söylenmişti. Şimdi bunun ne büyük bir zırva olduğunu görüyoruz. Dün Basra'da, Şii milislerle Irak güçleri arasında şiddetli çatışmalar çıktı. Mehdi Ordusu'nun lideri Sadr, yandaşlarının ABD ve Irak güçleri tarafından tutuklanmasını protesto ederek, sivil itaatsizlik çağrısı yaptı.
Milisler Basra polisinin içine sızdığı için durum korkutucu derecede karmaşık. Kimin kime sadık olduğu belirsizken, bir tarafın nereden başladığını, diğerinin nerede son bulduğunu ayırt etmek zor. İhtilafın kökleri, Basra'nın kârlı petrol kaçakçılığı güzergâhları üzerinde kontrol savaşına dayanıyormuş gibi görünüyor.
Sebep ne olursa olsun, askerlerimiz Basra'yı kentin varoşlarındaki havalanından yürütecekleri bir 'yakından izleme' rolü için terk ederken Britanyalı siyasetçilerle komutanların çizdiği istikrar tablosundan eser yok. Güçlerimiz Irak güçlerine hava koruması sağladı ancak kalan 4 bin 100 askerimizin savaş alanına döneceğine dair hiçbir işaret yok. Kimse 'yakından izleme' kavramının böylesine 'dokunmadan' hayata geçirileceğini belirtmemişti.
Bu çatışma aynı zamanda, Irak'ın kendisinin bir şekilde iyileşme yolunda olduğu fikrini (işgalin ilk destekçileri son zamanlarda bunu savunuyor) açığa vurdu. Savaş destekçileri, geçen yazdan beri şiddet düzeyinde yaşanan azalmayı, Bağdat'a 30 bin Amerikan askerinin daha konuşlandırılmasına bağlıyordu. Fakat görece sakinlik, başkentin mezhep temelinde de facto bölünmesiyle, Sadr'ın milislerine ateşkes dayatmasının sonucuydu. O ateşkes açıkça çökmenin eşiğine gelmişken, Irak'taki 'ilerleme'nin ne kadar yüzeysel olduğunu görüyoruz.
Bir zamanlar direnişin ön cephesinde yer alan Sünni liderlerin Kaide'ye sırt çevirip fanatikleri yok etmek için ABD ordusuyla çalıştığı doğru. Fakat bu liderler Şii hükümetle veya çeşitli Şii milislerle hiçbir zaman uzlaşmadı. Irak'taki mezhep bölünmesi her zamanki kadar derin.
Bizim kendi hükümetimiz, Avam Kamarası'nın Irak işgaline dair acilen soruşturma yapılmasına dair çabasını atlatmış olabilir. Ancak Basra yanmaya devam eder ve ilerleme sağlandığına dair bir başka hayalperest iddia da parçalanırken, bizi bu felakete sokanların suç listesi daha da uzuyor.
Kaynak: Radikal