Evet, İyad Allavi Irak’a şaşırtıcı biçimde döndü. Onun toparlayıcı ulusalcılığı çerçevesinde seçimler kapısından dönmesine hiç şaşırmadım. Liderlikleri sınırlayan ve Lübnan’la aynı yolda yürümediğine dair umutları yineleyen Irak siyaseti, kısa anlar için de olsa yeni bir boyut kazandı.
Başbakan Nuri el Maliki’nin Hukuk Devleti İttifakı’nın seçimi kazandığını ifade eden ilk sonuçların gelmesiyle birlikte, başbakanla çalışan bazıları hükümeti kurma hakklarından dem vurmuştu. Hatta İran Maliki’yi kutlamakta gecikmemişti. Fakat Allavi’nin ittifakının başabaş gittiği görülünce, Maliki’ye çalışanlar ‘açık hile’den bahsederek oyların yeniden sayılmasını istedi. Bu durum komik, ancak hükümet kurma çıkmazına da işaret ediyor.
Allavi hakkında yazmam onu desteklediğim anlamına gelmiyor. Nihayetinde kendisi hesapları olan bir siyasetçi. Bugün onla aynı düşünebiliriz, yarınsa farklı.
Sadece gerçekçi bir okuma yapmaya çalışıyorum. Allavi’nin siyasi kariyerinin bittiğini söyleyenler artmıştı. Kendisi hayalci de olsa açık bir programla çalışıyordu.
Bugünse seçimler hayallerin gerçeğe daha yakın olduğunu ifade ediyor.
Allavi’nin rakipleri onun tecrit edilmiş olduğunu belirtirken, dostları da özellikle eski ABD başkanı George W. Bush’un Irak politikalarını eleştirdiği dönemde ondan kuşku duyuyordu. Bugün Allavi laiklik kapısından dönüyor. Irak’ta birçokları, Sünni veya Şii Iraklıların teminatının laiklik olduğuna ve uzlaşıyı da Allavi’nin sağlayabileceğine kanaat getirdi.
Sovyetler Birliği’nin eski devlet başkanı Mihail Gorbaçov son makalesinde, reformcular olarak ağır bedel ödediklerini belirtti; en önemli hatalarının, ‘komünist partiyi ıslah için çok geç kalmaları’ olduğunu yazıp, ekonomiyi ihmal ettiklerini ve insanların günlük ihtiyaçlarından eksilme olmasını affetmediğini ekliyor. Bugün Irak’ın da sorunu reform, uzlaşı ve halkın ihtiyaçlarının karşılanmasıyla ilgili. (Londra’da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, 18 Mart 2010)
Kaynak: Radikal