Hollanda Wilders'e asla taviz vermemeli

Hollanda’da koalisyon hükümeti kurma süreci, Britanya’nın ortaya koyduğu hızlı standartlara uymuyor olabilir. Fakat bir azınlık merkez sağ yönetime ilişkin son teklifler kabul edilirse, Hollandalılar hızdan çok daha önemli bir şey elde etmiş, bizzat vatandaşlarının temel özgürlüklerini korumuş olacak.

Teklif, haziran seçimlerinden galip çıkan Liberal Parti’nin, Hıristiyan Demokratlar’la birlikte hükümet kurmasını öngörüyor. Böyle bir koalisyon, göç gibi ‘zorlu anlaşmalar’ın karşılığında Özgürlük Partisi’nden alınacak desteğe dayanacak ki, Hıristiyan Demokratlar bu partinin koalisyona alınmasına karşı çıkmıştı.

Prensipte mantıklı bir anlaşma bu. Liberal Parti, koalisyon ortağının ve Özgürlük Partisi’nin dışarıdan desteğiyle, zorlu kemer sıkma tedbirlerini ve göç politikası üzerindeki kısıtlamaları gerçekleştirebilecek. Dahası, böyle bir koalisyon Hıristiyan Demokratlar’la İşçi Partisi arasındaki ‘büyük koalisyonu’ çökerten iç çekişmelere de daha az maruz kalacaktır. Üç parti bilhassa da, bütçe açığını azaltma konusunda kuvvetle hemfikir.

Hepsinden önemlisi, Özgürlük Partisi’ne verilen tavizler, muhtemelen partinin tartışmalı lideri Geert Wilders’in savunduğu yanlış ve baskıcı politikalar kadar ileri gitmeyecek. Faslı ve Türk göçmenlerin ülkeyi terk etmesini isteyen Wilders, kendisine has o nezaketiyle başörtüsü takan kadınlardan da yılda 1000 avro vergi alınmasını önerdi.

Wilders’e fazla taviz vermeyi reddedip onu hükümetten dışlayan Hıristiyan Demokratlar, böylelikle Liberal Parti’yi Hollanda vatandaşlarının özgürlüklerini güvenceye alacak ciddi bir adım atmaya da ikna etti. Wilders’in adalet yerini bulsun diye hükümette yer almayı hak ettiğini söyleyenler de oldu; ne de olsa partisi seçimin en büyük galibiydi, Liberal Parti’nin sadece yedi koltuk arkasında kaldı. Ama insanın şunu sorması gerekiyor: Wilders’in sadece seçim sonuçları değil, politikaları da adalet sınavından geçer miydi? Cevap ‘hayır’.

Bir zamanlar hoşgörünün kalelerinden biri olarak görülen Hollanda, şimdi zararsız İslami uygulamalara karşı yasalar çıkaran Fransa ve İsviçre’nin yolundan gitmeye başlarsa geri adım atacaktır. Hollandalı siyasiler şu ana kadar ülkenin çıkarlarını fırsatçı demagoglarınkinden üstte tuttuklarını gösterdiler. Umarız sonradan fikir değiştirmezler. (Başyazı, 2 Ağustos 2010)

Kaynak: Radikal