Musa Aleyhisselama verildiği bildirilen 5 mucize hangileridir?
Peygamberler tarihinde “Beş Mucize” olarak geçen olaylar ve Musa Aleyhisselama verilen 5 mucize hangileridir? sorularının cevabını sizler için derledik.
“Musa Aleyhisselama verilen 5 mucize hangileridir? sorusunun yanıtına haberimizden ulaşabilirsiniz. Dünyaca ünlü İslâm âlimi Hasan en-Nedvi, “Kur’an’da Adı Geçen Peygamberlerin Hayatı” adlı kitabında bu konudan bahsetmiş. İşte “5 mucize hangileridir?” sorusunun yanıtı...
Musa Aleyhisselam zamanındaki Firavun, Allah Teâlâ’ya iman etmedi. Bununla da kalmayıp gaflet ve inatta ileri gidince Yaratan onu uyarmak istedi.
Çünkü Allah Teala, kullarının küfrüne razı olmaz. Ve yeryüzünde bozgunculuğu sevmez.
Aç Kalışlar: Firavun gerçekten çok akılsızdı. Kendisine verilen bütün öğüt ve bilgiler boşa gitmişti. Mısır, bolluk içinde ve yemyeşil bir ülkeydi. İyi şeyler, meyve ve tahıllar ülkesiydi. Yusuf Aleyhisselam zamanındaki kıtlık günlerinde Mısır’ın uzak beldeleri nasıl açlıktan kurtardığını öğrenmiştik.
Yine Mısır’ın Şamlıları ve Kenanlıları nasıl açlıktan kurtardığını biliyoruz. Mısır topraklarını ve ekinlerini sulayan Nil nehriydi. O, Mısır’ın hayat ve mutluluk kaynağıdır. Firavun ve Mısırlılar, zannederlerdi ki Nil, rızkın anahtarıdır. Nil sayesinde Mısır’ın yağmura ve başka şeye gereksinimi yoktur.
Onlar rızık anahtarının Yaratan katında olduğunu bilmiyorlardı. Allah Teâlâ dilediğine dilediği kadar rızık verir. Nil ancak onun emriyle akar ve O’nun emriyle taşar. Yüce Allah Nil’e emir verdi, onun suyu çekilip yer altına gitti. Acaba Mısırlıların ekinleri ne ile sulanacaktı? Meyveleri azaldı. Artık açlık, yalnız ve yalnız açlık vardı.
Firavun zayıf düştü. Haman zayıf kaldı. Firavun’un askerleri de bir çare bulamadılar. Böylelikle Mısırlılar, Firavun’un rableri olmadığını ve rızkın anahtarının da Yaratan’ın elinde olduğunu anladılar.
Fakat Firavun’a bu da fayda vermedi. Bu, Mısırlılara da fayda sağlamadı ve yine akıllarını başlarına getirmedi. Şeytan onlarla, onların öğüt ve ibret alacakları şeylerin arasına girmişti. “Bu açlık ve bu devreler Musa ve kavminin uğursuzluğundandır.” dediler.
Şaşırtıcı! Musa daha önce de yok muydu? İsrailoğulları uzun zamandan beri orada değil miydiler? Aksine, bu onların işlediklerinin uğursuzluğundandı. Aksine, bu, onların Yaratan’ı reddetmiş olmalarındandı. Firavun ve kavmi inat edip “Kesinlikle bu sihire baş eğmeyeceğiz! Bizi büyülemek için ne mucize getirse biz asla onlara inanacak değiliz!” diyorlardı.
Bunun üzerine Beş Mucize daha gerçekleşti:
- Allah Teâlâ onlara yağmur yolladı. Nil taştı... Gök, yağmur yağdırdı, durmadan yağdırdı. Bahçe ve tarlalar su altında kalmıştı. Meyve ve ekinler mahvolmuştu. Böylece yağmur, onlar için bela olmuştu. Bir ara susuzluktan yakınanlar, şimdi suyun bolluğundan yakınıyorlar, şikâyet ediyorlardı.
- Sonra onlara çekirgeler gönderdi. Çekirgeler tarım ürünlerini ve ekinleri yiyor, ağaçlara konuyor, hiçbir şey bırakmıyorlardı. Firavun’un muhafızları da askerleri de Yaratan’ın ordularıyla savaşmaktan âciz kalmışlardı. Onlarla nasıl savaşacaklardı? Onlara kılıç işlemez ve ok işe yaramazdı. Böylece Mısırlılar, Firavun ve Haman’ın âcizliğini, muhafızların da çaresizliğini anladılar. Fakat yine uyanmadılar, yine ibret almadılar.
- Allah Teâlâ onlar üzerine başka bir ordu gönderdi. Bu ise “Bit” idi. Onlara bitleri musallat etti. Allah Teâlâ’ya sığınırız! Yataklarında bitler, elbiselerinde bitler, başlarında ve saçlarında bitler… Uykuları bölündü. Hem tırnaklarıyla bit öldürüyorlar hem de onlara küfrediyorlardı. Bu şekilde sabahlıyorlardı. Bitlerle nasıl savaşacaklardı? Onlara ne kılıç işlerdi ne de ok… Bunlardan onları ne muhafızlar ne de orduları kurtarabilirdi.
- Sonra Allah Teâlâ onlara kurbağaları gönderdi. Yiyeceklerde kurbağalar, içeceklerde kurbağalar... Giysileri arasında bile kurbağalar vardı. Bunlardan bıkıp usandılar. Hayatları alt üst oldu. Kurbağalar çoğalıp evlerin her yerine yayıldılar. Birisi ötüyor, öteki dolaşıyor, bir diğeri sıçrayıp duruyordu. Böylece her tarafta kaynaşıp duruyorlardı. Onların birini öldürene kadar yerine on tane geliyor, sanki evde çoğalıyorlarmış gibi birini dışarı atıncaya kadar yerinde beş tanesi görünüyordu. Nöbetçiler ve muhafızlar kurbağalara karşı bir şey yapamadılar.
- Sonra Allah onlara beşinci mucizeyi gönderdi. Bu mucize ise “Kan” idi. Burunlarından kan boşaldı. Zayıf ve yorgun düştüler. Doktorlar ilaç bulamadılar ve tedavileri de fayda vermedi. Bu mucizeyi gördüklerinde Musa’ya (a.s.) şöyle dediler: “Rabb’ine bu belanın kalkması için dua et. (Eğer azap kalkarsa) sana uyup iman edeceğiz ve İsrailoğulları’nı seninle göndereceğiz.” Allah Teâlâ üzerlerinden bu felaketi kaldırınca ise sözlerinde durmadılar!
“Yaptıklarının karşılığı olarak Biz de gücümüzün ayrı ayrı belirtileri olmak üzere başlarına tufan, çekirge, bit, kurbağa ve kan gönderdik. Yine de kibirlendiler. Onlar öyle günahkârlar kavmiydi.”