Felluce'ye Dönüş

Amerikan "başarısı"nın Hisseli Kıssası

*Patrick Cockburn

ABD'nin ülkedeki son dönem başarısında çok etkili olan bir Iraklı müttefiki onu, eğer savaşçıları Irak ordusu ve polisine dâhil edilmezlerse desteğini geri çekmek ve el-Kaide'nin geri dönüşüne izin vermekle tehdit ediyor. 


Eskiden Amerikalılara karşı savaşan 13,000 savaşçının komutanı Ebu Maruf  "eğer üç ay içinde bir değişiklik olmazsa yine bir savaş olacak" dedi. O ve adamları, el-Kaide ile savaşmak ve onu Felluce ve civarındaki istihkâmlarında yenmek için geçen sene taraf değiştirmişlerdi. 


Ebu Maruf, Felluce'nin dışındaki Kandari köyü yakınlarında terkedilmiş bir mezarlığın yanındaki yetersiz bir şekilde döşenmiş bir villada gerçekleştirdiğimiz bir röportajda "eğer Amerikalılar el-Kaide'yi ezmek için bizi kullanıp sonra da bir kenara atabileceklerini düşünüyorlarsa yanılıyorlar" dedi. Bu yapılırsa, kendisinin ve kabilesinin kenara çekileceğini ve bu durumda el-Kaide'nin kendiliğinden geri geleceğini ve kendisinin "kendisini ve adamlarını" korumak için isyancı el-Kaide ile ittifak kurabileceğini söyledi. 


Ebu Maruf, güçlerinin Amerikalılar tarafından "ölüm üçgeni" olarak adlandırılan başkentin güney batısının da içinde olduğu, doğuda Felluce'den Bağdat içlerine kadar uzanan bölgeyi kontrol ettiklerinden emindi. Yine AK–47 saldırı tüfekleriyle silahlandırılmış adamları sinirli bir şekilde terkedilmiş kanalları ve onun geçici karargâhı etrafındaki çimlikleri gözlüyorlardı. Diğerleri yeni inşa edilmiş gözetleme kulelerinde hafif makineli silahların üzerine uzanmış bekliyorlardı. El-Kaide karşıtı birkaç lider son haftalarda intihar bombacıları tarafından öldürüldü. 


Onun tehdidi, Felluce'nin içinde bulunduğu Anbar eyaletinin kabileleri el-Kaide'ye karşı konum alana kadar dört yıllık ABD işgaline karşı yürütülen Sünni isyanı önleme hiçbir ilerleme kaydedemeyen ABD ve Irak hükümeti için çok tehlikelidir. Bu kabileler, tam adı Kerim İsmail Hasan el-Zubai olan Ebu Maruf'un öncü bir üyesi olduğu Arapçada Sahwah olarak bilinen Uyanış hareketini oluşturdular. 


Irak dışişleri bakanı Hoşyar Zebari geçen hafta, eğer Amerikalılar Uyanış hareketinin 80,000 savaşçısını ordu ve polise katmazlarsa "çok tehlikeli" olur uyarısında bulundu. Zebari, "onlar çok organizeler ve kolaylıkla el-Kaide tarafından manipüle edilebilirler" dedi. 


Irak hükümeti, liderlerinin Saddam rejiminin ordu ve polis yetkilileri olduğu ve Şii-Kürt ağırlıklı yönetime uzun dönemde sadakat gösterecekleri kuşkulu olan Amerikan destekli bir Sünni milis hareket olarak gördüğü Uyanış hareketine güç vermekten korkuyor.


Yaklaşık 40 yaşlarında, kısa sakallı, kahverengi bir takım giymiş ve eflatun bir kravat takmış olan Ebu Maruf, 2003 ABD işgalinden önce bir "güvenlik yetkilisi" olduğunu söylüyor. İşgalden sonra bağlı olduğu gerilla grubunu söylememesine rağmen bir direniş savaşçısına dönüşmüş, yerel kaynaklar onun 1920 Devrim Tugayları'nın komutanı olduğunu söylüyorlar. O, aynı zaman da işgale karşı yürütülen Sünni isyan esnasında en şiddetli savaşa şahitlik eden bir bölgedeki Amerikan karşıtı direnişin merkezinde olan güçlü Zubai kabilesinin bir üyesidir.

Tarihler ve kişilerle ilgili keskin bir hafızası var. 14 Nisan 2005 gibi erken bir tarihte bir buluşmada el-Kaide'ye karşı gizlice çalışmaya başladığını söylüyor. O ve adamları istihbarat toplamış. Sekiz ay sonra Sünni bölgede gücü tek elde toplamaya çalışan el-Kaide'ye karşı saldırılar başlatıyorlar. 


Ebu Maruf, "Onlar (el-Kaide) koyun gibi insanların başlarını kesip sırıklara geçiriyorlardı. Kardeşimin başını bir ustura ile kestiler. 13 akrabam ve kabilemin 450 üyesi onlar tarafından öldürüldü" dedi. 


Ebu Maruf'un kuvvetlerinin bir kısmına Amerikalılar ödeme yapıyorlar. Sıradan savaşçılara bir ayda 350 dolar (175 Euro) ve yetkililere 1,200 dolar ödendiğine inanılıyor fakat bazıları hiç maaş almıyor. Kendisi ve takipçileri için uzun dönemli meslekler istediğini ve verilecek işlerin "uzun dönemli işler olması gerektiğini" açıkça ifade ediyor. Burada paradan başka şeyler var. Sünni kabile liderleri Saddam devrildiğinde kaybettikleri Bağdat'taki güçten pay istiyorlar. 


ABD, Uyanış hareketi gruplarını sanki kahramanca hukuk ve düzeni sağlayan barışsever aile reisleriymiş gibi "Önemli Vatandaşlar" olarak adlandırıyor. Aslında gerçek; ABD, 2003'ten beri Amerikan askerlerine saldıran 1920 Tugayları ve İslam Ordusu gibi gerilla gruplarına Sünni bölgeleri devretti. 


Bu durum Irak hükümeti ve Amerikalıların kendileri ciddi bir problem oluşturuyor. Ebu Maruf, hükümet güvenlik güçlerine katılmak istemesine rağmen hâlihazırdaki Nuri el-Maliki'nin Irak hükümetini; "ordusu, çoğu İran tarafından kontrol edilen Şii milislerden oluşan 13 fırkaya sahip olan dünyadaki en kötü hükümet" olarak gördüğünü sorulmamasına rağmen ifade ediyor. 


Ebu Maruf'un Şii dindar partisinin hükümette olmasını direnilmesi gereken bir durum olarak gördüğü açık bir şekilde anlaşılıyor. 


Kasım 2004'te ABD denizcilerinin gerçekleştirdiği saldırıdan bu yana çoğu binasının hala yıkıntılar içinde olduğu Felluce şehri altı ay öncesiyle kıyaslandığında huzurludur. Bir zamanlar ona hükmeden el-Kaide savaşçıları ya orası terk ettiler ya da şimdilik sessizliklerini koruyorlar. Amerikalılar şehrin dış bölgelerinde büyük bir askeri kampa sahipler. Fakat el-Kaide yenilgisi kesinlikle Irak hükümetinin bir zaferi değildir. 


Şehrin merkezinde çok fazla saldırıya uğrayan polis karakolu, Ebu Maruf'un büyük kardeşi, otoriter görüşlü Albay Faysal İsmail Hasan el-Zubai tarafından yönetiliyor. 1983 yılından devrilene kadar Saddam Hüseyin'in Özel Kuvvetleri'nde danışma bürosu çalışanı, İran'a karşı 11 farklı çatışmada savaşmış olan Faysal Aralık 2006'da polis şefi olarak atandı. Eskiden ne yaptığını sorduğumda o: "Amerikalılara karşı savaşıyordum" dedi. Neden taraf değiştirdiğini sorduğumda ise: "Amerikalılar ile el-Kaide ve Şii milisleri karşılaştırdığımda Amerikalıları seçtim" diye cevap verdi. 


Albay Faysal'ın yanında genç bir subay iken çekilmiş altın çerçeveli bir resmi vardı. "Bu gerçek Irak ordusunda bir teğmenken çektirdiğim fotoğraftır" diyor. Arkasında hükümetin başkasıyla değiştirmeye çalıştığı eski Irak bayrağı var. 


O "hayatımın en kötü günleri 2003'te Saddam'ın devrildiği günlerdi" diyor. Rol oynadığı anlaşılan Nisan 2004'te Amerikalılara karşı verilen birinci Felluce savaşıyla ilgili konuşmaktan kaçınıyor. "Amerikalılar şu an istediğim her şeyi bana veriyorlar" diyor. 


Ebu Maruf ve Albay Faysal'ın kovdukları el-Kaide'nin vahşi mezhepçi bağnazlarından daha iyi insanlar olduklarından şüphe edilemez. 


Fakat şiddetin büyük oranda düşmesi Amerika'nın Irak'ta bir zafer kazanmış olmasından çok uzun süre güç için savaşan gerillalara uğruna savaştıkları gücü onlara vermiş olmasıyla ilgilidir.


Eğer Irak hükümeti düşmanlarını yenmiş gibi yapıp Ebu Maruf gibi adamlara iktidarda bir pay vermezse Irak çok geçmeden diğer bir savaşla karşı karşıya kalacaktır. 


*Patrick Cockburn, Ulusal Kitap Eleştirmenleri Dairesi'nin 2006'nın kurgusal olmayan en iyi kitabı seçmelerinin bir finalisti olan 'İşgal: Savaş, direniş ve Irak'ta günlük yaşam' adlı kitabın yazarıdır. Yakında çıkacak olan kitabı 'Mukteda! Mukteda es-Sadr, Şii uyanış ve Irak için mücadele' Nisan ayında Scribner tarafından yayınlanacaktır.

Bu makale Ali Karakuş tarafından Dünya Bülteni için çevrilmiştir.