Fas yerel seçimleri ve yeni yeşil dalga

İl seçimlerinin galibi, Abdelillah Benkirane liderliğindeki Fas Adalet ve Kalkınma Partisi (PJD), tahminlerin çoğunu altüst etti. Artık 2016 seçimlerinin nasıl sonuçlanacağını güvenle öngörmek mümkün.  

PJD tarafından seçim kampanyası kapsamında Abdelillah Benkirane’ye tahsis edilen Falcon10 tipi uçağın kira bedeli (312 bin 419 dirhem - yaklaşık 29 bin euro) seçim sathı mahallinde üstünde çokça durulan bir konu oldu.

Muhalefet bu durumu “skandal” hatta “ büyük soytarılık” olarak nitelendirdi; PJD sözcüleri ise muhalefetin tutumunu “basit pragmatizm” olarak değerlendiriyor. Benkirane gerçekten yoğun bir kampanya yürüttü. Birkaç mitingle yetinilmesi planlanmış olmasına rağmen başta İstiklal Partisi (PI) Lideri Hamid Şabat olmak üzere sürekli kışkırtmalarda bulunan Asalet ve Çağdaşlık Partisi (PAM) Başkan Yardımcısı İlyas El Omari'ye yönelik kişisel eleştirilerin ön plana çıktığı çok sayıda miting düzenlendi. Parti bu sayede binlerce taraftar kazanmış ve büyük bir kitleyi canlandırmış oldu.

Büyükşehirlerdeki sonuçlara bakılırsa, kiralanan özel jet artık bahis konusu bile değil. Bu yazı kaleme alındığı sırada PJD, Fas Krallığı’ndaki büyük şehirlerin onda dokuzunu yönetme konumuna ulaşmıştı. İslamcı parti en yoğun nüfuslu üç şehirde (Kazablanka, Fez ve Tanger) il meclislerinin salt çoğunluğunu kazanmış olmanın gururunu yaşıyor.

BÜYÜKŞEHİRLERDE PJD’NİN AÇIK BAŞARISI

İslamcılar, Rabat, Sale, Temara, Kenitra, Meknes ve Agadir şehirlerinde ezici çoğunluk oluşturma konusunda sorun yaşamadılar. 2009 seçimleriyle karşılaştırıldığında, PJD,   1.513 olan belediye meclisi üyeliği sayısını 5 bin 21’e çıkardı.

PJD, 2009 seçimlerinde pek de etkili olamayan altıncılık konumuna bağlı olarak, sistematik biçimde aleyhte ittifak oyunlarıyla yerel yönetimlerin dışında tutulmuştu. Bugün bu senaryonun yeniden sahneye konması mümkün değil. PJD’nin büyük şehirlerde, çok yaklaşmakla birlikte, üye çoğunluğu sağlayamadığı dönemde uygulanan TSB yani “Benkirane hariç herkes”in ittifakı biçimindeki dışlama stratejisi artık imkansızlaştı.

Muhalifleri PAM ve İstiklal Partisi, PJD’nin pek kökleşemediği kırsal bölgelerde arayı kapattılar. Sandalye sayısına ilişkin sıralamanın ortaya koyduğu tablo bu. Birinci sırada PAM 6 bin 655 belediye meclisi üyeliği birinci sırada onu 5 bin 106 üyeyle İstiklal Partisi izliyor. Üçüncü sıradaki PJD ise 5 bin 21 üyeye sahip. PAM’ın, birincilik konumu (ki 2009 seçimleriyle karşılaştırıldığında 640 sandalye kazanmış oluyor), kalkınmanın omurgasını büyük kent merkezlerinin oluşturduğu bir ülkede, yalnızca partinin başarısızlığını örten bir paravan işlevi görüyor.

Fakat şehir ve bölgelerin ağırlığını yeniden dengeleyen bölgesel tablonun bölge başkanlığı seçimlerinde PAM lehine bir görünüm arz ettiğini de belirtmek gerekir. PAM’ın, Casa, Tanger ve Marakeş yenilgisi bu kentlere bağlı bölgeleri de etkiledi.

Français Rémy Leveau’nun 1985 baskılı ünlü “Tahtın Fedaisi Faslı Fellah” adlı kitabı kentlerde daha iyi konumlanmış olan ulusal hareketin etkisine karşılık, kent elitiyle monarşi arasındaki ittifakı inceler.

PJD’NİN TEK RAKİBİ PAM MI?

PAM’ın ilk yerel seçimdeki (2009) atılımı, Fas’ın bu eski siyasi şemasını son derece elverişli bir sunumla, yani İslamcılara karşı muhalefetin “modernist” argümanıyla yeniden aktifleştirdi.

Kurucusu Fuad Ali El Himma’nın (Kral’ın kraliyet okulundan arkadaşı ve İçişleri Bakanlığındaki sağ kolu) güçlü katkısıyla, PAM, kuruluşunun ilk yılında (2008-2009) bir düzine küçük partiyi bünyesine katmış; ileriye dönük olarak kent yönetişim modellerinin inşa edileceği Tanger ve Marekeş’i elde tutmak için her türlü yönteme başvurmuştu.

Belirsiz ideolojisiyle (varsa tabi) siyaset arenasına “yeni giren” bu parti, PJD ile kutuplaşmış olmaktan pek hoşnut değil. Zira Benkirane, PAM’ın en güçlü ismi olarak sunulan Ilyas El Omari ile kavgasını kişiselleştirdi. Eleştirilerin hedefi haline gelen, El Omari, bilindiği gibi, kuzeyin en büyük bölgesi Tanger-Tetoutan-El Hoceima’nın başkanlığı için aday olmadan önce kendi bölgesinden yani doğum yeri olan El Hoceima’dan seçilerek siyaset sahnesine atılmıştı.

Güçlü seçkinler ağı sayesinde PAM, diğer iki büyük muhalefet partisinin gerileyişinden de yararlanarak kendisini önemli bir aktör olarak konumlayabilir. İstiklal Partisi ise lideri Hamit Şabat’ın en güçlü olduğu yer olan Fez’i kaybetmesinin ardından çalkantıya girmiş durumda. Fakat parti özellikle iki Sahra bölgesinde ve Omar Hejira’nın belediye başkanlığını yaptığı Oujda’da yeniden kümelenerek yerel meclislerdeki ikincilik konumunu korudu.

Ulusal bir temele dayanan diğer bir güçlü parti, Halk Güçleri Sosyalist Birliği Partisi’ne (USFP) gelince, 2000li yıllarda başlayan gerileyişi devam ediyor. Kral II. Hasan ile uzlaşma içinde yönetim değişiminden sonra, Fas solunun en büyük partisi olan USFP büyük şehirlerdeki ağırlığını kaybetmiş durumda. İşçiler ve orta sınıf gittikçe belirginleşen bir biçimde PJD ‘ye yönelerek partiyi terk ediyor.

FAS SOLU YEREL SEÇİM TARİHİNİN EN KÖTÜ SONUCU

İlk defa USFP ne Kazablanka’da ne Rabat’ta belediye kazanabildi. Sosyalistler 2009’a göre belediye meclisi üyelerinin beşte birini kaybederek güçten düştüler. Buna, aşırı-sol olarak nitelendirilen Demokratik Sol Federasyon’un hayal kırıklığı (333 sandalye) eklenince ortaya tüm taraflar açısından şaşırtıcı ve yerel seçim tarihinin en kötü sonucu çıkmış oluyor. Fas solunun, 2009’da yüzde 21 olan belediye meclisi üyeliği oranı yüzde 15’e geriledi.  

Solda sadece Fas Komünist Partisi’nin varisi olan Sosyalizm ve İlerleme Partisi’nin (PPS) bu yıkımdan hasarsız çıktığını ve yüzde 60 oranındaki üye sayısıyla tarihi müttefiki USFP’ye yaklaştığını söyleyebiliriz.

2011’de iki parti aynı ittifak stratejisine adapte olamadılar. İç gerilim ve bölünmelerle dönüşüm geçiren USFP muhalefet hayali kuruyordu. PPS ise fazladan çaba sarf etmeyi tercih ederek PJD tarafından yönetilen çoğunluğa yönelik olarak, toplumsal sorunlara ilişkin ilkesel düzeyde farklılık göstermelerine rağmen, İslamcıların yenilikçi ve sosyal adalet temelli söylemlerine sarılıyor.

2016’da ezici bir çoğunlukla ikinci kez seçilme beklentisinde olan Benkirane açısından, çifte amaç söz konusu. Yani hem 4 bin 408 belediye meclisi üyesiyle oldukça hırslı bir tutum sergileyen ve dördüncü büyük siyasi güç olan Ulusal Bağımsızlar Birliği’ni (RNI), hem de 3 bin 7 belediye meclisi üyesiyle beşinci büyük siyasi güç olan Halkçı Hareket’i (MP) teskin etmek. Bölgelere ilişkin zorlu müzakereler (sonuçları 14 Eylül’de açıklanan), PJD’nin idari müttefikine karşı oy kullanan RNI’nin iştahını kabarttı. Bu nedenle 2016 seçimleri de son derece önemli.                     

Kaynak: Jeune Afrique