En acil öncelik: FATA faktörü...


 
Dünyanın en kalıcı ihtilafı sayılan Filistin-İsrail ihtilafının ortaya çıkmakta olan yeni bir ihtilafın gölgesinde kalmaya başlayacağını çoktandır düşünüyorduk.
Bu köşede zaman zaman dile getirdiğimiz gibi bu yeni ihtilaf noktası Pakistan-Afganistan sınırları boyunca uzanan Pakistan'ın kısaca FATA denen aşiretler bölgesi.

Dünyanın en zor coğrafî şartlarının yer aldığı 2500 kilometre uzunluğa, 27 bin kilometrekare yüzölçüme sahip, 3,5 milyon Peştun'un yaşadığı bu bölge Afganistan'daki Taliban rejiminin yıkıldığı 2001 yılı sonlarından bu yana hem Afganistan, hem Amerika ve hem de Pakistan bakımından ciddi bir tehdit ve ihtilaf noktası olarak gittikçe önem kazanıyor.

Bize göre, bugün Pakistan'ı derinden sarsan, cumartesi günü İslamabad'daki Marriot Oteli'ne yapılan menfur terörist saldırısının arkasında da 'FATA faktörü' yer alıyor; zira Pakistan ordusu ve hükümeti FATA'da faaliyet gösteren El Kaide ve Taliban hedeflerine karşı gerçekleştirmekte olduğu operasyonların dozunu artırmış, hedefleri havadan yoğun şekilde bombalamaya başlamış bulunuyor. Bu yüzden biz Marriot'a yapılan terörist saldırısının esasen Pakistan ordu ve hükümetini hedef aldığını tahmin ediyoruz.

Esasen, Pakistan resmî makamlarınca da teyit de edilen son haberlerden saldırının esas hedefinin cumartesi günü otelde birlikte iftar yapacak olan Devlet Başkanı Zardari, Başbakan Geylani, Genelkurmay Başkanı Kayani ve ordu komutanları olduğu; ancak güvenlik sebebiyle iftarın son dakikada iptal edildiği, otel yerine başbakanlık rezidansında yapıldığı anlaşılıyor.

Bu durumda, akla ilk gelen, iftarın yer ve zamanının bir şekilde saldırıyı yapanlara sızdırıldığı oluyor. Bunu kim ya da kimler yaptı, şüphesiz söylemesi zor; ancak Pakistan'da böyle şeylerin olabileceği de mümkün elbette; nitekim eski devlet başkanına da yapılan saldırılarda bu tür sızdırmalar olduğu söz konusu olmuştu.

Bu durumda saldırıyı kim yapmış olabilir derseniz; Taliban 'Ben yapmadım' diyor; ancak El Kaide'den henüz bir ses çıkmamış bulunuyor. Muhtemelen birçok suçsuz insanın (ki çoğunluğu düşük ücretli otel personeli) ölümüne sebep olan haince saldırıyı kimse de üstlenmeyecek, saldırı karanlıkta kalacak. Ancak buna rağmen biz failin El Kaide ya bağlantılı gruplar olduğuna inanıyoruz.

Bu yüzden de militanların barındığı, üslendiği, güçlendiği FATA bölgesinin Pakistan hükümetinin bir numaralı önceliği olması gerektiğini düşünüyoruz. Esasen, anayasal yetkiler bakımından Devlet Başkanı Zardari isterse bu bölge ile ilgili pek çok şeyi yapabilecek durumda bugün. Kaldı ki, partisi PPP, yıllardır FATA'nın reforma tabi tutulması, buradaki düzenin değişmesi gerektiğinden söz edip duruyor. Nitekim, bu çerçevede Başbakan Geylani geçen martta hükümetinin FATA'da halen geçerli olan FCR (Frontier Crimes Regulation) adlı eski adli-yönetim sistemini kaldıracağını (ki bu sistem İngiliz sömürge yönetiminden kalma en aşağı yüzyıllık bir sistem) bölgede sosyal, ekonomik ve siyasî reformlar yapacaklarını vaat etmişti. Geylani'ye ilaveten Zardari de hemen hemen aynı şeyleri söylemişti.

FATA, Pakistanlı liderlerin de kabul ettiği gibi değişmesi gereken eski bir siyasî sistemle ve zaman içinde burada kökleşmiş yine değişmesi gereken bir sivil-askerî bürokrasi ile yıllardır yönetilirken bölge bundan dolayı Pakistan'ın genel sistemi dışında kalmış bulunuyor ve bu yüzden ne problemleri çözülebiliyor ne de milli sistemle bütünleşebiliyor. Bu bakımdan demokrasi içinde FATA'nın yeniden ele alınması, reformlara tabi tutulması, Pakistan ile bütünleştirilmesi ve bu konularda da artık gecikmenin olmaması gerekiyor.

FATA faktörü bugün Pakistan'ın en kısa sürede çözüm yoluna koyması mutlaka gereken birinci öncelik. Bu ülkenin başka öncelikleri de var şüphesiz. Medreselerin reformu, ekonominin rayına oturtulması, demokrasinin kökleştirilmesi gibi... Ancak, kim ne derse desin FATA faktörü en acil öncelik bana göre.

 
Kaynak: Zaman