Dünya stratejilerine Şangay dengesi

Son yıllarda ekonomik bakımdan dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi konumunda bulunan Çin, 16 yıldır tek kutuptan yönetilen dünyada, stratejik dengelere de oynamaya başladı.

 

Sovyetler Birliği ya da Çarlık Rusya’sı dönemine özlem duyan Putin Rusya’sı ise, Kafkasya ve Orta Asya’daki ekonomik ve askeri hâkimiyetini tekrar oluşturmaya çalışıyor.

 

Bu bakımdan Şangay İşbirliği Teşkilatı, (SCO) dünya ekonomik, askeri ve enerji stratejilerinin belirlenmesi bakımından özellikle de Çin ve Rusya için hayati önem arz etmektedir.

 

Birlik, Çin’in girişimleriyle 1996 yılında Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan tarafından oluşuturuldu. Teşkilatın resmi adı, “Şangay Beşlişi” idi.

 

1997 yılında güvenlik ve ülke sınırları ilgili bir toplantı düzenledi.

 

Beşli, Taliban’ın Çin’de Uygurlar, Rusya’da Çeçenler, Tacikistan’da İslamcı akımlara etkisinin engellenmesi, ekonomik ve askeri birliktelik gibi farklı konularda görüşmek üzere, 1998'de Almaata, 1999'de Bişkek, 2000'de Duşambe’de bir araya geldi.

 

14-15 Temmuz 2001'de Şangay’da tekrar toplanan beşli, Özbekistan’ı da bünyesine aldı. O tarihten itibaren Birliğin adı, Şangay İşbirliği Teşkilatı (SCO) olarak değiştirildi.

 

Ana kuruluş amacı, “Teröre, ayrılıkçılığa ve aşırı uçlara karşı ortak mücadele”  olarak açıklandı. Sonraki yıllarda NATO’nun alternatifi olarak yorumlanacaktır.

 

2001 yılındaki bu toplantıda terör ve ayrılıkçılara karşı ortak mücadele ön plandaydı. Bu toplantıda alınan kararlar Orta Asya’daki İslami hareketleri ciddi manada etkilemiştir. Bu daha çok Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan tarafından paylaşılmış olan Fergana Vadisindeki İslami akımlar için geçerliydi.

 

Bu kararlar, özellikle de fundamentalist olarak isimlendirilen gruplara karşı mücadele ettiğini iddia eden Kerimov yönetiminin elini Özbekistan’da güçlendirmiştir. Sonraki yıllarda ülke yönetimi davetçiler ve tarikatlar da de dâhil bütün İslami grupları aynı katagoride değerlendirecek ve tamamen kontrol altına almak isteyecektir.

 

Kazakistan, 2001 yılından itibaren ülkedeki İslami eğitim kurumlarında kısıtlamaya gitti. Kuveyt Cemiyyetül Islah el İçtimai teşkilatının kurmuş olduğu Kazak-Kuveyt Üniversitesi dâhil olmak üzere bütün Arap derneklerini kapatarak, çalışanları sınırdışı etti. Ayrıca farklı üniversitlerde açılan din tanu (İlahiyat) fakültelerinin sayısı azaltıldı.

 

“Orta Asya’nın İsviçre’si” olarak bilinen Kırgızistan, dini faaliyet yapan ve eğitim veren kurumlara karşı bir kısıtlama getirmedi. Satanistlerden krişnacılara kadar, ülkede 1500'den fazla dini kurum ve kuruluş bulunyor. Bu tutumun devam etmeyeceği, bazı kısıtlamara gidileceği şeklinde resmi ağızlardan açıklamalar yapılıyor.

 

Tacikistan’da başörtüsü problemi son günlerde gündemi işgal ediyor. Temmuz ayında dini eğitim kurumları ile ilgili yeni bir kanun kabul edildi.

 

2001'deki toplantıda ayrıca, Doğu Türkistan’ın özellikle de Kazakistan sınırı ile ilgili sorunlar giderildi. Son yıllarda Kazakistan’da Uygurların kurmuş olduğu müesseseler daha sıkı kontrol ediliyor.

 

Şangay İşbirliği Teşkilatı halen Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’dan oluşuyor, teşkilatın topraklarının yüzde 61’i Avrasya’da bulunuyor. Resmi dil Rusça ve Çince.

 

2005 yılından Moskova’da düzenlenen toplantıdan sonra teşkilatın genişletilmesi gündeme geldi. Moskova’daki toplantıya Pakistan, Hindistan, İran ve Moğolistan gözlemci statüsünde katıldı. Pakistan, Birliğe üye olmak istediğini resmen bildirdi.

 

Teşkilatın hali hazırdaki resmi stratejisi yeni üyelerin kabul edilmemesi yönünde.

 

Ancak, genişleme ile ilgili üye ülkeler arasında fikir ayrılığı bulunuyor. Rusya’nın tutumu, uluslar arası arenadaki stratejik güç dengeleri ve güvenlik kapsamında daha çok genişlemeden yana bir görünüm arz ediyor.

 

Teşkilatın genişlemesi durumunda ciddi bir krizle karşı karşıya kalınması riski bulunduğundan, üyeliği düşünülen İran ve henüz gözlemci statüsüne dahi sahip olmayan Türkmenistan’la ilgili çekincelerin iyi hesaplanması zorunluluğu bilinen bir gerçek.

 

İran’ın neo-conları rahatsız eden nükleer poğramı ve Amerikan baskısının gözardı edilemeyeceği de muhakkak.

 

Rusya’nın da taraf olduğu İran-Amerika nükleer (tehlikeli) oyununa, Kırgızistan ve Tacikistan gibi dünya siyasi dengeleri veya strartejilerine mesafeli duran ülkeler ortak olmak istemeyebilir.

 

Çin’in tutumu konusunda kehanette bulunmak oldukça zor ancak, kıvrak ve yumuşak bir çıkış arayacağını söyleyebiliriz.

 

İran’ın üyeliğinin kabul edilmemesi durumunda, Rusya “B” planı devreye sokacak.

Şangay İşbirliği Teşkilatı (SCO) üyesi ülkeler, 14 Ağustos 2007 tarihinde Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te toplanacak. Bu toplantının sıradan bir toplantı olmayacağı, Bişkek’te süpriz kararlara imza atılacağı ve “Bişkek deklerasoyonu” nun imzalanacağı belirtiliyor.

 

En sıcak gelişmelerin ve ateşli tartışmaların, Amerika ve Avrupayı da yakından ilgilendiren İran’ın teşkilata üyeliği konusunda yaşanacağında kuşku yok.

 

09 Ağustos itibariyle Asya’nın devleri olarak isimlendirilen teşkilat üyesi ülkeler, “Gürev Barış 2007” ortak askeri tatbikatına başladılar.

 

Şangay İşbirliği Teşkilatının bu ilk askeri tatbikatının, Bişkek topantısından hemen önce başlaması ve toplantıdan sonra üye ülkelerin liderlerinin tatbikati yerinde izleyecek olmaları, tek kutuplu dünya’da dengelerin değişebileceği izlenimi veriyor.

 

Rusya’ın ayrıca, Kırgızistan’daki Manas Amerikan Askeri Üssünün kapıtılması için teşkilat ülkelerine baskı yapması bekleniyor.

 

Orta Asya’nın güvenliği ve Amerika’nın bölgeye girmesinin engellenmesi gibi stratejileri bulunan Şangay İşbirliği Teşkilatı’nın, önümüzdeki yıllarda dünya dengelerini siyasi, ekonomik ve askeri bakımdan etkileyeceğinde şüphe yok.

 

Bir sonraki konumuz, İran’ın Şangay’a üyeliği...