AKP davasının bitişiyle, Türkiye farklı siyasi renklerini yakınlaştırmak ve siyasi reform yapmak için ihtiyaç duyduğu alanı bulacak
Eşyaları isimleriyle adlandırmak istersek, her ne kadar parti dini bir parti olduğunu
veya gizli İslami talepleri bulunduğunu inkâr etmiş olsa bile, Türkiye'de iktidardaki AKP ılımlı İslam'ı temsil etmekte. Anayasa Mahkemesi'nin Yargıtay başsavcısının AKP'nin kapatılması talebini reddedip, partiye yapılan hazine yardımını yarıya indirecek şekilde ihtarda bulunması sonrası AKP, büyük bir zafer elde etmiş oluyor. Bu zaferi Anayasa Mahkemesi de dahil laik kurumların, tıpkı 1997'de kapatılan Refah ve 2001'de kapatılan Fazilet partilerinde yaşandığı gibi, kapatılması ve liderlerinin siyasetten men edilmesi suretiyle AKP'den kurtulmakta aciz kalmaları teyit etti.
AKP, Anayasa Mahkemesi'nin, Atatürk'ün temelini attığı Türkiye laikliği için tehlike olarak gördüğü Refah ve Fazilet partilerinin rahminden çıktı. Fakat iktidar partisi şu an 11 Anayasa Mahkemesi üyesinin sadece birinin oyuyla kurtuldu.
İhtar şiddetli gözetim anlamında
Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla Türkiye'nin epey karanlık bir tünelde içine gireceği büyük bir siyasi kriz savuşturulmuş oldu ve karar, partilere ve karar alma organlarına siyasi kimliklerinin farklılığına karşın tarihi bir fırsat sundu. Bu sadece bir ateşkes fırsatı değil, aynı zamanda uzlaşı sağlama, ülkeyi siyasi tuzakların yanı sıra laiklerle İslamcılar arasındaki yıpratmadan çıkarma, 'laikliğin bekçilerinin' dindarlaşma kokusunu her aldıklarında partileri kapatma oyunundan ülkeyi kurtarma fırsatı.
Yalnız Anayasa Mahkemesi kararının küçük dipnotu kendisini, AKP'ye ihtar verilmesinde gösteriyor; hükümeti, meclisi ve cumhurbaşkanlığını şiddetli gözetim altına koyuyor. Laiklerle çekişme, meclisin üniversitelerde başörtüsü takılmasına yönelik yasağı kaldırmasıyla aylardır yeniden patlak vermiş haldeydi.
Sorun İslami köklere sahip AKP'yle dini kamusal hayattan uzaklaştırmaya yemin etmiş laik kurum arasında süren sinir savaşının parçasını oluşturdu. Laikliğin savunucusu ordu geçen yıl dini geçmişi sebebiyle Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesini engellemeye çalıştığında, AKP genel seçim çağrısı yapmış ve bu seçim yoluyla sandıkları silip süpürmüştü. Bu durum partiye, cumhurbaşkanlığı makamına Gül'ü getirme imkânı tanıdı.
ABD ve AB için 'model parti'
Anayasa Mahkemesi'nin kararı sadece Türkiye'ye AB üyeliği kapılarını ardına kadar açmakla kalmadı, aynı zamanda iktidar partisinin elde ettiği önemli ekonomik kazanımları da iç barış ve siyasi istikrar temelinde korumuş oldu. AKP'nin siyasal İslam'la bağlantısını reddetmesine rağmen, genel olarak Batı ve özelde de ABD bu partiye, İslamcı siyasal hareketlerin örnek alacağı bir model, başörtüsüne de İslam'ın hükmettiği üzere bir yükümlülükten ziyade bireysel özgürlük olarak bakıyor.
Türkiye her halükârda çeşitli siyasi renklerini birbirine yakınlaştırmak ve hayatı gelecekte daha kolay ve daha az gergin kılacak siyasi reformlarla anayasal düzenlemeler yapmak için iyi bir alan elde etti.
Kaynak: Radikal