Çanakkale'nin 95'inci yılında küresel tehditler ve fırsatlar

Doksan beş yıl önce Gelibolu yarımadasında Yeni Zelanda ve Türkiye, küresel bir çatışmanın karşıt tarafları olarak duruyorlardı. Bizler bugün güçlü ve sürekli genişleyen ilişkilerimizle, daha barışçıl, güvenli ve müreffeh bir dünya
elde etmek için çalışma amacımızda birleşmiş olarak bir arada bulunuyoruz
En yakın komşularımız önemli derecede güvenlik talepleri sunarken, bizlerin 1915’ten sonraki yıllar içerisinde uluslararası güvenlik konularına benzer yaklaşımlar göstermişizdir.

İşbirliği ruhu
Her iki ülke de 1950 yılında Birleşmiş Milletler’in Kore Yarımadası’na asker gönderme isteğine yanıt vermiştir.

Bu yıl Kore savaşının 60. Yıldönümü ve haziran ayında Türk ve Yeni Zelandalı gaziler olanları hatırlamak üzere Kuzey Kore’de bir araya gelecek. İnşasına yardım ettikleri işbirliği ruhunun bugün hâlâ devam ediyor olmasından hiç kuşkusuz gurur duyacaklar.
Uluslararası düzeni geliştirmek için birlikte çalıştığımız diğer bir alan da Afganistan’daki özgürlükler, insan haklarına saygı ve hukuk kurallarıdır. Türk ve Yeni Zelandalı Yerel Kalkınma Ekipleri, Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü’nün bir parçası olarak Vardak ve Bamyan civarında çalışmaktadırlar. Türkiye gibi, Yeni Zelanda da kendi ayakları üzerinde durabilen istikrarlı ve barışçıl Afganistan’ın inşasına kendini adamıştır.
Yeni Zelanda ve Türkiye ayrıca, kitle imha silahlarının çoğalması ve terörizm gibi yeni güvenlik tehditleriyle mücadelede birlikte çalışmaktadır. 

BM’nin terör tanımı
Yeni Zelanda terörün hedefi ya da kaynağı olmamakta kararlıdır. Hiçbir ülkenin terörizm tehdidinden muaf olmadığına ve Yeni Zelanda halkının, ülke içerisindeki tehdit diğer yerlerdekinden daha düşük olsa bile ülke dışında gerçekleşen terörist saldırılardan dolayı risk altında olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden Yeni Zelanda, terörizme karşı uluslararası kampanyaya kendini adamıştır.

Bu alandaki katkılarımız, Afganistan’a özel kuvvetlerimizin konuşlanmasından, artan radikalleşme ve terörizmin eleman bulmasını önlemeye kadar uzanır. Bu yıl şubat ayında Yeni Zelanda bir grup oluşumu PKK dahil ‘terör örgütü’ olarak tanımlamıştır. Birleşmiş Milletler terörizm tanımlama süreci dışındaki örgütler için bunu ilk defa yaptık.

Yeni Zelanda ve Türkiye ayrıca kitle imha silahlarının yasadışı yükleme ve dağıtımını önlemek için ülkelerin işbirliğini destekleyen uluslararası bir ağ olan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasına Karşı Güvenlik Girişimi’nin içerisinde yer almaktadır. Asya Pasifik Bölgesi’nden ve Türkiye’nin komşularından daha çok ülkenin, kitle imha silahlarının yanlış ellere geçmesini engelleyen bu unsuru kabul ettiğini görmek istiyoruz. 

Tehditlere karşı koymak kadar fırsatlar yaratmak üzerinde de birlikte çalışmak istiyoruz. 11 Eylül 2001’den bu yana, kültürler ve dinler arası saygıyı ve işbirliğinin inşasını destekleyen dinler arası ve kültürler arası girişimler için büyüyen uluslararası destek ortaya çıkmıştır. Yeni Zelanda bu girişimleri önemli ve gerekli görmekte, Türkiye’nin güven ve işbirliğinin geliştirilmesi ve kültürler arasında köprüler kurulması için çabalayan merkezi çokuluslu mekanizma Medeniyetler İttifakı’nın kurulmasında üstlendiği öncü rolü takdirle karşılamaktadır.

Sadece coğrafi olarak uzak olmayıp, aynı zamanda değişik kültürel ve tarihsel geçmişten gelen ülkeler arasında ortaklık kurmanın değeri için kanıt gerekiyor ise, Yeni Zelanda ve Türkiye arasındaki güçlü ilişki buna iyi bir örnektir.

John Key: Yeni Zelanda Başbakanı

Kaynak: Radikal