Burka yasağı Fransa'yı geriletir

 Fransa’nın burka takıntısının sebebi ne? Bizzat Fransız hükümetinin de kabul etmek zorunda kaldığı gibi, sadece 1900 kadar kadın tepeden tırnağa örtünüyor. Öyleyse kısa süre önce yapılan bir ankette Fransızların yarısından fazlası niye burkanın yasaklanmasından yana fikir beyan ediyor? Cevap basit: Bu bir moda yanlışı ya da kadın hakları meselesi değil, Müslümanlara bir mesaj gönderme meselesi. Kendi hayat tarzlarını açıkça yaşarken Batı’daki hayatın ayrıcalıklarından yararlanan göz önündeki Müslümanların sayısının artmasından endişe duyan Fransız vatandaşları ve siyasetçileri, ‘Fransız kimliği’ni sokaklarda yeniden tesis etmeleri gerektiğini düşünüyor.

Bununla neyi kast ettikleri tam olarak belli değil, fakat büyük ölçüde homojen bir toplum, en azından yabancıların sıkı sıkıya entegre edildiği çokkültürlü bir toplum anlamına geldiğine dair bir ortak kabul olduğu açık. Böyle bir toplumun arzu edilir olup olmaması bir yana, burka yasağı oraya varmanın yolu değil.

Öznel yargılarla yasak dayatılmaz
Fransa’da bir meclis komisyonunun burkaya kısmi yasak tavsiyesinde bulunan kararının kökeninde bu kafa karışıklığı yatıyor. Karar uyarınca hastanelerde, okullarda, devlet dairelerinde ve toplu taşımada burka yasaklanacak. Yasağa uymayan kadınlar kamu hizmetlerinden mahrum bırakılacak. Komisyon raporu, “Tepeden tırnağa örtünmek cumhuriyetimize bir meydan okumadır. Bu kabul edilemez. Bu aşırılığı kınamalıyız” diyor. Eğer 2 binden az Müslüman kadın cumhuriyete meydan okuyacak güçteyse, Fransa zayıf kurumlar üzerine inşa edilmiş demektir.

Yasağı savunanlar eşitlik ilkesi çerçevesinde hareket ettiklerini, yani burkanın kadınlara yönelik baskının simgesi olduğunu öne sürüyor. Bu giyim tarzının ‘Fransa’da hoş karşılanmadığını’ açıkça ilan eden Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy “Fransa burkaya mahkum edilen kadınları yüz üstü bırakmayacak” demişti. Baskıyla yasak koyarak mücadele etmenin ironisi dikkatlerden kaçıyor.

Önerilen şey, kişisel özgürlüğün makul bir gerekçenin yokluğunda ihlal edilmesi. Bireysel özgürlüklerin, güvenlik, suçla mücadele veya şiddet gibi koşullar meşru kıldığında kısıtlanması mümkün. Fakat burka yasağıyla dini özgürlüklerin kısıtlanması için gösterilen gerekçeler, yani eşitlik, kadınların ezilmesi ve Fransız kültürel değerlerinin korunması aynı ayarda değil. Her şeyden önce, kültürel değerlere dair yargılar son derece öznel. Belli giyim tarzlarının Fransız değerlerine uygun olduğuna kim karar veriyor?

İkincisi, ayrım hattını nereye çiziyorsunuz? Sırada sarıklar, kippalar, sariler, şalvarlar ve uzun eteklikler mi var? Çok sayıda grup haçların patriyarkal baskının örneği olduğunu savunuyor. Haç şekilli takıların yasaklanması meşru mu gösterilecek yani? Bu işin sonu yok. Giyim tarzını beğenmediğimiz veya özgürlük mefhumumuza aykırı düştüğü ya da bizi rahatsız ettiği için burka yasağını desteklersek, günlük hayatta yaptığımız birçok sevilmeyen kişisel tercihten her tür tavizi vermeye açık hale geliriz. Sevilmeyen veya çirkin, fakat zararsız veya yasal olan şeyleri yapma özgürlüğü tam da medeni bir toplumun ifadesidir.

Başka yargı sistemleri de burka yasaklarını ele alıyor. Mısır’da Yüksek İdare Mahkemesi kadın öğrencilerin üniversite sınavlarında peçe takmasını yasaklayan bir kararı geri çevirdi. Mahkeme, “Bir kadının inançlarına ve toplumsal çevresine uygun gördüğü tarzda giyinmesi, ihlal edilemeyecek temel bir haktır” hükmüne vardı. Kararda bir güvenlik istisnası vardı; peçe takan bir öğrenci güvenlik gerekçesiyle istendiğinde yüzünü göstermek zorundaydı. Birçok İslam ülkesi kadınların kimlik kartlarındaki fotoğraflarda, mesleki sınavlarda ve belli tıbbi prosedürlerde resimlerinde yüzlerinin açık olmasını şart koşuyor.

Dini tercihler, hükümetin mecbur edici bir tasarrufu söz konusuysa ve ara yol bulmak mantıken mümkün değilse esnetilmeli. Fransa’da burkayla ilgili önerilen kısıtlamalar, bu gerekliliklerin hiçbirini yerine getirmiyor. Hükümetin hastanelerde, devlet dairelerinde, trenlerde ve otobüslerde burkayı yasaklamasında ne gibi mecbur edici bir tasarruf var? Makul güvenlik kaygıları varsa burkalı kadınların polis tarafından aranması bir zorunluluk olarak görülmeli. Burkaların bazı devlet işlerinde yasaklanması da kabul edilebilir.

Kadınlar iyice dışlanır
Her ne olursa olsun, kısmi yasak nasıl hayata geçirilecek peki? Yasağı uygulamanın bedeli ağır olacak ve burkalı kadınları kamusal alandan kovup daha fazla karanlığa mahkum etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Yasağın, kadınların konumunu güçlendirmek gibi bir amacı varsa bu konuda da bir sonuç elde edilemeyecektir.

Bu yasa Müslümanları aşağılanmaya maruz bırakmaya hizmet edecektir sadece. Bu da Fransız toplumundaki ciddi etnik ve dini farklılıkları daha da derinleştirir. Fransa tam tersine, Müslüman toplumu örtüyü gönüllü olarak çıkarmaya ikna etmek doğrultusunda yatırım yapmalı. Zorunlu eğitimi ve fırsat eşitliğini bir arada seferber etmek, ileriye gitmek bakımından daha iyi bir yol. Yasaklar hıncı ve uyumsuzluğu besler. (28 Ocak 2010)

Kaynak: Radikal