Böyle zarif muhalif dost başına!

Bir haberde Afra Çelebi ismini görünce hemen Halis Çelebi aklıma düştü.  Ardından da Türkiye’de pasif direniş veya anti şiddet hareketiyle tanınan Cevdet Said aklıma geldi. İlgili karelere bakınca Afra Çelebi’nin dayısı Cevdet Said ile aynı karede fotoğrafını gördüm. Fotoğraflarda Afra Çelebi hanım hanımcık bir yapı arz ediyor. Evet babası Halis Çelebi, dayısı da Cevdet Said. 

Hem kapalı hem de açık fotoğrafları bulunuyor.  Demek ki babası gibi bilinen şer’i ölçülere fazla mukayyet değil. Halis Çelebi hilafet gibi meselelerin dinde yeri olmadığı görüşünde. Keyfi yorumları var. Demek ki, kızı da başörtüsünü teferruat olarak görenlerden. Veya ihmal de olabilir.

Son olarak Toronto İslam Kültür Merkezi’nde bayram hutbesi okumuş. Haberlerde, ‘Suriyeli muhalif bir bayan Toronto’da bayram hutbesi okudu’ şeklinde yer aldı. Bu, biraz eski tartışmaları çağrıştırdı ve tedai ettirdi.  Emine Vedut da kadın ve erkeklerden müteşekkil karma bir cemaate imamlık yapmıştı. Bu moda Türkiye’de de yansımalarını bulmuş ve benzeri bazı girişimler yaşanmıştı. 

Burada sadece Afra Çelebi’den bahsetmek meseleye kısır bakmak olacaktır. Babasının ve dayısının temsil ettikleri yöntem ideal olmakla birlikte dünyanın gerçeklerinden kopuk. Hatta aykırı. Bu kopukluk zaviyesinden, dünyanın gerçeklerini kendi yöntemlerine hapsetmek istiyorlar. Bunu yaparken de haksızlık ediyorlar.  

Anti şiddet yöntemi, Hazreti Peygamberin Medine’ye hicretlerinden sonra yaşadığı 8 yıllık tarihi görmemezlik olur.  Peygamberimiz 8 yılını cihat düzeninde geçirmiştir. Bu tarihi yok farz etmek, İslam’ı heva ve hevesine uydurmak olur. Elbette IŞİD örneğinde olduğu gibi cihat buyruğunu hevasına alet edenler, istismar edenler olabileceği gibi cihadı reddetmek de yöntem itibarıyla sapma ve saptırmadır.

Elbette kurallarına riayet ve buna çağrı başka şey ama cihadı ret ve inkar da başka şeydir.  Cihadın istismarı da, inkarı da İslam düşmanlarının işine yarar.  Gulam Ahmet Kadiyani örneğinde olduğu gibi. Sözgelimi, Halis Çelebi İstanbul fethinin gereksizliğini savunmaktadır.  Bu çarpık anlayışının bir sonucudur.

*

Araplar arasında da Endülüs’ün hatta Mısır’ın fethine bu gözle bakanlar var.  Kimi Şiiler de meseleyi fetihçilik olarak görmekte lakin oralardaki kutsal eşiklerle de bir fetih ruhuyla ilgilenmektedir! 

Halis Çelebi Türkiye’de Cevdet Said kadar tanınmıyor. Lakin günlük makaleleri üzerinden Arap aleminde Cevdet Said’den daha fazla tanınmaktadır.  Popüler bir yazardır. Elbette derinlikli yazıları var; ilim ile iman arasında köprü kuruyor. Fakat anti şiddet tarzı ve yöntemi takıntı haline gelmiş ve onun bakış açısını perdeliyor.  Afra Çelebi’nin böyle bir ailede ortaya çıkması da tesadüf addedilemez.  Ne münasebetle kurban bayramı hutbesi okudu, bilmiyoruz lakin İslamcı modernistler veya reformistler kendisine sahip çıktı ve destek veriyor. 

Bunlardan birisi, Muhammed Habaş. Bir zamanlar ekran süvarisi olan ve Esat rejimi lehine kamuoyu oluşturan Muhammed Habaş, bilahare rejimden koptu ve şimdi eskisi kadar ekranlarda cirit atamıyor.  Kadın konusunda veya reform konusunda merhum Muhammed Said Ramazan el Buti ile ters düşmüşlerdi.    

Aslında Muhammed Habaş’ın Afra Çelebi ile dayanışması şans eseri değil. Bozacının şahidi şıracı misali. Onun kızı Hannan Habaş da, Suriye devrimi için ezgiler söylüyor.

*

Muhammed Habaş, Afra Çelebi’yi aydınlanmış İslam’ın yüzü ve bir temsilcisi olarak görüyor.  Habaş, Katolikliğin kadına nobran ve kaba davrandığını ve dolayısıyla onun panzehiri olarak Müslüman kadının öne çıkarılması gerektiğini savunuyor.  Dört mezhep imamına göre Hazreti Meryem’in peygamber sayıldığını da ileri sürüyor. Muhammed Habaş, Türkiye’de birilerinin de istidlal ettiği gibi Ümmü Varaka’nın kadınlı erkekli sahabeler topluluğuna imamlık yaptığını; Afra Çelebi’nin de onu örnek aldığını ve özendiğini ifade etmektedir.

Amacımız kimseyi taşlamak değil. Ama Halis Çelebi ve benzerlerini daha yakın plandan tanımaya ihtiyaç var. Benim mülahazam şu: Bazıları kendi yöntemini en doğru kabul ediyor ve bunu takıntı haline getirdikçe başka yöntemlere ve mensuplarına yabancılaşıyor.