Bir vicdan arayışı

Yazın tembellik yapan sıcaklar, seçimleri vurmayı kafaya koymuşken polenleri ile de alerjisi olanları etkilemeye başladı. Sıcaklar kavurmaya başlarken siyasetin havası da ısınmaya başladı.

 

Isınan siyaset mecrasını ararken sağ/sol kamplaşmaları bitti.

 

Siyaset yeni bir döneme yelken açarken saflar bir kez daha karılıyor. Yer değiştirmeler bütün partiler için geçerlilik kazanıyor. Cumhuriyet mitingini düzenleyenlerin milletvekili adaylığı kapması da işin bir başka boyutu!

 

Ankara da canlı bomba eylemi daha önceki şiddet eylemlerini arattı. Ancak bu şiddet gösterilerinin arka planında siyasete müdahale kokan mühendisliklerin olması mide bulandırıcı oluyor.

 

Özellikle Kuzey Irak"a operasyon tartışmaları, bütün kanalların tartışma programlarının başköşesine kuruldu bile! Demokratik cephe ile militarist cephe ayrışıyor. Militarist cephe seçimi ertelemenin yollarını ararken olası bir Kuzey Irak operasyonunun hesabını yapıyor. Bu operasyonun Türkiye"nin geleceğini ipotek altına almasının önemi yokmuş gibi görünüyor.

 

Büyük hegemonik gücün Ortadoğu politikaları ve Yeni Dünya Düzenin temel taşları doğru okunamadığı için atılacak siyasi adımların hayati öneme haiz olduğunu hatırlatmada fayda var! Gücü elinde bulundurmanın bedeli ağır olacağa benziyor. Türkiye deki hiçbir güç bu ağır bedeli ödemeye razı olmamalıdır. Birlik ve beraberlik üzere siyaset geliştirilmesi gerekirken parçalayıcı ve çatışmacı siyasetin bu topraklara yararı olmaz! Bunun şiddetle siyasi güçlere hatırlatılması gerekmektedir. Bu hatırlatmayı da toplumun vicdanı olmaya aday olan sivil güçlerin, kuruluşların yapması elzemdir.

 

"Millet Bir Vicdan Arayışında" ancak siyasi güçlerin bu vicdanla bağı kopuk! Yaşanan siyasi ve sosyal hercümercin kararttığı ufuklar ancak bir vicdan ayaklanması ile aydınlanabilir. Her türlü çıkar, bencillik, ihtiras ve tutkunun üstünde olarak milletin geleceğini umutlu yarınlara dönüştürme planlaması olmalıdır. Özellikle de komşu Müslüman ülkelerle olan ilişkilerin düşmanlık, nifak, ayrımcılık ve çatışma üzerine kurulmaması önemlidir. Topyekûn bir çıkış elzem ve her hangi bir ülkenin tek başına bu musibetin altından kalkması zor görünüyor. O zaman tesanütü, yardımlaşmayı, dayanışmayı ve birlikteliği öne çıkaran siyasetler geliştirmeli ve hasmane duygularla değil dostane duygulara kendimizi teslim etmeliyiz.

 

Yargılar üzerine kurulmuş bu toplumsal ve siyasal hayatın oluşturduğu karamsar ve ağır havanın insanların ruhsal sağlıkları üzerine düşürdüğü toplumsal cinnet hali ortadadır. Bu toplumsal cinnet halinden sağlıklı bir sosyal ve siyasal hayatın çıkmayacağı aşikârdır!

 

 "Millet Bir Vicdan Arayışında", İslamcıların üzerine düşen sorumluluk her zamankinden daha büyük! Çünkü vicdan olabilmeyi diğer kesimlerden daha çok hak ediyorlar. Ve bunu daha çok benimseyebilirler. Bir rol gereği değil içtenlikle kabullenme gibi… Barışın, güvenin, emanetin sadık temsilcisi olma becerisine hala onlar sahiptir de ondan!

 

İçinde yaşadığımız bu toplumsal çatışma alanının dışına çıkma ve birbirimizi düşman görme yerine kardeş görme pozisyonunu yeniden kazanma adına doğruları cesaretle dile getirecek bir ortamı oluşturmalıyız. Bu ortamda düşmanlık yerine kardeşlik, çatışma yerine uzlaşma, ayrımcılık yerine de bütünleşme düşüncesinin temellerinin atılması elzemdir.

 

 "Böl, parçala ve yönet" ilkesini bu sefer boşa çıkarma adına vicdanı harekete geçirmeliyiz.

 

Bu ancak merhamet taşıyabilecek bir düşüncenin sahipleri tarafından gerçekleştirilebilir diye düşünüyorum. Literatüründe çatışmanın olmadığı bir düşünce geleneğine sahip olanlar! Birlik ve bütünlüğün savunulmasını çıkar yerine bir ilke ve değer merkezli savunanlar!

 

 İslami hassasiyeti olanların bütün aşınmalarına rağmen hala bu vicdan olma yükümlülüğünü üstlenmeleri gerektiğini düşünüyorum. Çünkü arınma ameliyesinin ve düşüncesinin tarihsel mirasçısıdırlar. Yanlışlarından, günahlarından, haksızlıklarından, hatalarından dönmenin erdemine iman ederler!

 

 Bu, vicdan olmayı hak eden bir yaklaşımı içselleştirerek yapılan yanlışın kimden ve nerden geldiğine bakmaksınız karşı durulması sonucu oluşur. Adalet ve merhamet sahibi oluşu da içerir. Hikmet ve irfan sahibi olmayı da önceler!

 

Son şiddet olaylarının da sağladığı gerilim ortamında sağlıklı düşüncenin ve tavırların oluşmayacağı kanaati üzerine vicdan sorununu gündeme taşımaya karar verdim.

 

Evet, bir vicdan arıyorum. Haklıyı haksızdan ayıracak, suçluyu, suçsuzdan kopartacak, yalancıyı doğrucudan uzaklaştıracak, her hakkı, hak edene vermeyi erdem kabul edecek bir vicdan arıyorum…

 

Kirlenmemiş, arı duru, sadakat sahibi, merhametli ve hikmet sahibi insana ne kadar muhtacız, öyle değil mi?