CHP lideri Baykal'ın Kuzey Irak ve Kürtlere ilişkin son açıklamaları ilgi yarattı, olumlu değerlendirmelere yol açtı.
Nedenleri malum.
Baykal, son yıllarda Kürt sözcüğünü neredeyse ağzına almaktan kaçındı. Kürt sorununu yok sayan politikaların takipçisi oldu.
Bir başka deyişle:
Sosyal demokratlığı unuturken aşırı milliyetçi bir çizgiye kaydı.
Bu alanda Baykal, Onur Öymen gibi sözcüleriyle birlikte, özellikle son seçim döneminde MHP lideri Bahçeli'yle milliyetçilik yarışına bile çıktı.
Öyle anlaşılıyor ki, Doğu'ya kapıyı kapatmanın Batı'da kendisine daha fazla oy getireceğini sandı.
Ama bu da olmadı.
Siyasi oportünistlik işe yaramadı.
Baykal'ın inandırıcılık sorunu bu bakımdan da kendini belli etti. Ya da aslı varken taklit olana pek fazla itibar edilmedi seçimlerde...
Baykal şimdi ne yapmak istiyor?
Neyin peşinde?
Söyledikleri ilginç.
Bazı bakımlardan olumlu.
Daha düne kadar Kürt sorunuyla ilgili olarak ağzından tek bir yapıcı söz çıkmamış olan, Kuzey Irak'a askeri operasyonu hararetle savunan, hatta Barzani'nin de hedefler arasına dahil edilmesini isteyecek kadar ileri gidebilmiş olan Baykal'ın açıklamalarının üzerinde durulması şaşırtıcı değil.
CHP'nin ana muhalefet partisi olarak Kürt sorunu, PKK ve Kuzey Irak'ta yapıcı politikaların rayına oturması, hükümetle akılcı bir işbirliğine yönelmesi, eğer olabilirse, Türkiye'yi rahatlatır, Türkiye'nin önünü açar.
Ama dikkat ederseniz, şu ana kadarki satırlarıma kuşkuların gölgesi vurmuş durumda.
İhtiyatlı yazıyorum.
Çünkü konumuz Baykal...
Manşet yaratmayı iyi bilen bir siyaset adamıdır kendisi.
Gazetecilere günlük deyişle gaz vermekte ustadır.
Aynı gün birkaç gazeteciyle konuşur ve her biri, kaptığı Baykal haberinin özel olduğunu sanarak gazetesine koşar ama ertesi sabah düş kırıklığına uğrayabilir. Çünkü, başka gazetelerde de haberin manşette patladığını görür.
Ya da Baykal, gündem değiştirmeyi iyi bildiği gibi, seçim zamanlarında vitrin düzenlemesinde de beceriklidir. Kamuoyunda ilgi uyandırıcı vitrin süsleri bulup onları milletvekili yapmakta üstüne yoktur.
Ama yıllar geçiyor.
Hep aynı şeylerin yapılıp farklı bir sonuç alınmadığı görüldükçe, Baykal'ın inandırıcılığı tepetaklak gidiyor.
Yinelemekte yarar var:
Son çıkışı olumlu.
CHP lideri Baykal, her ne kadar ertesi gün sözcüleriyle birlikte ince ayar bir kıvırtma içine girdiyse de açıklamaları önemsiz değil.
Bunları geliştirebilir mi?
Nereye kadar gidebilir?
Milliyetçilikten çark edebilir mi?
Bu çıkışı niye yaptı?
Yaklaşan kurultay mı yoksa?
Sosyal demokratlık bunca zaman sonra aklına mı takıldı?
Sorular çoğaltılabilir.
Çünkü konu Baykal'la ilgili...
Bu yüzden, CHP liderinin son çıkışına ilişkin nihai bir değerlendirme yapmadan önce kendisini bir süre daha yakın takip, yakın markaj altında tutmak yararlı olur diye düşünüyorum.
Kaynak: Milliyet