Ankara’da önceki gün önemli bir konuk vardı. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin eski başbakanı Neçirvan Barzani.
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından kabul edilen Barzani, önümüzdeki dönemde adından çok söz ettirecek bir isim.
Peki neden? Aşağı yukarı iki yıl önce bu konuda şunları yazmıştım:
‘Birincisi Mesud Barzani liderliğindeki KDP, yavaş yavaş Neçirvan’ın daha fazla öne çıktığı bir yapıya dönüşüyor. İkincisi Türkiye ile ilişkilerin belli bir aşamaya gelmesiyle birlikte Neçirvan Barzani daha dışa dönük ve uluslararası alanda daha etkin bir konuma geldi.’ (Star, 28 Mayıs 2008)
O dönemde Neçirvan Barzani, ABD’ye bir ziyarette bulunmuş ve yönetimden üst düzeyde ilgi görmüştü. Başkan Bush’un yanı sıra kilit isimlerden Dick Cheney’le biraraya gelmişti.
Yani ‘yeğen’ Barzani üzerindeki bölgesel ve uluslararası ilgi bugün ortaya çıkmış değil.
***
1990’lı yılların ortasında hükümet eliyle Türkiye’nin Kuzey Irak politikasının Özel Kuvvetler’e devredilmesi, bugünü doğru anlayabilmek açısından önemli bir hatırlatma olabilir. Bu denli stratejik değerdeki bir meselenin Genelkurmay üzerinden yürütülmesi, telafisi güç yanlışları ortaya çıkardı.
Ankara’da 2002’nin sonlarında ciddi bir iktidar değişikliği yaşansa da, siyasetin Kuzey Irak konusunda ipleri eline alması ancak 2007’lerde mümkün oldu.
2006’nın sonu itibarıyla Milli Güvenlik Kurulu toplantılarından çıkan metinler, Türkiye’nin bölgede yeni bir dönemi inşa ettiğinin açık işaretleriydi.
‘Irak’taki tüm gruplarla diyalog’ olarak ifade edilen bu politika, zor, engebeli, hatta iç siyaset açısından bakıldığında son derece riskliydi. Çünkü muhatap alınan aktörler, özellikle de Kuzey Irak’takiler, Türkiye kamuoyunda hayli yıpranmış ya da yıpratılmış isimlerdi.
***
Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olmasıyla süreç daha da hız kazandı. Belki bizde aynı sonuç henüz ortaya çıkmış sayılmaz, ama Kürtlerin yaşadığı bölgede Türkiye algısının çok ciddi bir değişime uğradığını söyleyebiliriz.
Kuşkusuz coğrafyamızda yaşayan Kürtler arasında ciddi bir ‘uluslaşma’ çabası olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor. Her uluslaşma sürecinde olduğu gibi, karşınızda bir ‘düşman’ tanımlamanız gerekiyor. Zaman zaman Irak Kürtlerinin bize bakışında bu tür tepkiler ya da düşmanlıklar oldu. Liderler bu öfkeyi siyasi olarak kullandılar.
Ama bugün farklı bir noktada olduğumuz çok açık. İşte önceki gün Ankara’da temaslarda bulunan Neçirvan Barzani, bu tür çatışmaları değil, Irak Kürtlerinin dünyaya bakan yüzünü temsil ediyor.
Öncelikle genç ve Türkiye’yi yakından tanıyor. Bölgede Ankara’nın desteğini almak ne anlama gelir, bunun farkında. Üstelik bölgedeki siyasi ve toplumsal değişimin öne çıkan isimlerinden.
Celal Talabani’den ayrılarak siyasete devam eden Nuşirvan Mustafa’nın Değişim Hareketi, kuşkusuz bölgede ‘siyaset tarzı’nı değiştiren önemli bir faktör.
İşte bu değişim ve çatışmanın ortasında, geleneksel yapının dönemin şartlarına uygun olarak şekillendirdiği yeni siyasetçi Neçirvan Barzani.
***
Dün söylemiştim, bugün tekrar edeyim.
Siz bakmayın içeride kopan gürültüye. Türkiye aklı başında işlerin peşinde ve kendi kendine çelme takmazsa bunu devam ettirebilme şansı da bir hayli yüksek.
Kaynak: Star