AB reform süreci hız kazanabilir!

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün iki günlük Avrupa Konseyi ziyareti sırasında Türkiye'nin AB yolu kulisin en sıcak konusuydu.
301 ne olacaktı?
Değişecek miydi?
Vakıflar Yasası çıkacak mıydı?
Ya Kıbrıs ve limanlar?..
Bu konularda hareketlenme olmadan AB reform sürecinin hızlanması olanaksızdı.
Bu yüzden Cumhurbaşkanı Gül'le, Başbakan Yardımcısı ve Reform İzleme Komitesi Başkanı Cemil Çiçek'le, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'le bu konuları fırsat buldukça konuştuk.
Gazeteci milletinin bu tartışmalar sırasında kafasının bir kenarına not ettiği ilginç bir haber vardı.
Strasbourg gezisinden bir gün önce Referans'ın manşetinde yer bulan, Barçın Yinanç'ın haberinin özeti şöyleydi:
Ankara'da 17 Eylül günü bir AB toplantısı yapılmıştı. AB reform sürecinin canlandırılmasıyla ilgili bu toplantının başkanlık koltuğunda Dışişleri Bakanı ve AB Başmüzakerecisi Ali Babacan vardı.
Genelkurmay adına toplantıya Plan ve Prensipler Dairesi Başkanı Korgeneral Hilmi Akın Zorlu katılmıştı.
İlginç olan şuydu:
Korgeneral Zorlu'nun önünde Genelkurmay Başkanı'ndan onaylı bir yazılı metin vardı. Zorlu Paşa'nın okuduğu bu metinde vurgulanan üç nokta dikkati çekiyordu:
301 konusunda, Vakıflar Yasası'nda ve Kıbrıs'ta ileriye gitmemek...
Genelkurmay temsilcisinin bu çıkışı, benim sonradan öğrendiğime göre, toplantının Dışişleri kanadında belli belirsiz bir elektriklenme yaratmıştı. Bu konular acaba ne kadar Genelkurmay'ın görev alanı içinde yer alıyor sorusu zihinlerde kıvrılmıştı.
Dışişleri Bakanı Babacan, herhangi bir yorum yapmamış, teşekkür etmekle yetinip toplantıya devam etmişti.
Avrupa Konseyi kulisinde Cumhurbaşkanı Gül'ün ziyaretini izlerken, Genelkurmay'ın 17 Eylül toplantısındaki bu çıkışı aklımdaydı.
Asker 301'e dokunmayın diyordu.
Ama Gül tersini söylüyordu.
Vakıflar Yasası'sında da durum farklı değildi. Başbakan Yardımcısı Çiçek ve Adalet Bakanı Şahin, Vakıflar Yasası'nın çıkacağını kuliste bize söylediler.
Daha önemlisi:
Ankara'da Başbakan Erdoğan da, 301'in değiştirileceğini Alman Yeşiller Partisi'nin lideri Roth'a söylemişti.
Ne olacaktı şimdi?
Herhalde siyasal otoritenin dediği olacaktı. Bu bir yandan siyaseti normalleştirirken, diğer yandan AB yolculuğunu hızlandıracaktı.
AB Komisyonu'nun Türkiye raporu için 15 Kasım'a kadar zaman var. Bu tarihe kadar hükümetin 301 ve Vakıflar'da hareketlenmesi çok yakın ihtimal olarak duruyor.
Kıbrıs'a gelince...
Kıbrıs ve limanlar konusunda, anlaşılan o ki, bazı beklentiler ve bir zamanlama ile ilgili bir durum var.
Bu çerçevede Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı seçimi de bulunuyor. Kim bilir, belki de Kıbrıs Rum lideri Papadopulos'un seçim şansını güçlendirmekten kaçınmak da hesaplanıyor olabilir.
Her neyse...
Türkiye'nin AB yolculuğunun yakın dönemde hızlanabileceğine dair hükümet kaynaklı sinyaller ciddiye alınabilir.

h.cemal@milliyet.com.tr

 

Kaynak: Milliyet